22 Mayıs 2013 Çarşamba

Topkapı ve Ayasofya

Topkapı ve Ayasofya



(Topkapı Sarayı)


(Ayasofya üzesi)




     Yüzyıllarca benzeri yapılamayan Ayasofya, kentin en önemli camiidir, fethin sembolüdür. O vakte kadar yeryüzünün en büyük, en parlak, en şöhretli mabedidir. Fatih, istese adını "Fethiye Camii" yapabilirdi; ancak insanlık mirasına duyulan Osmanlı saygısı gereği ne camiin adı ne de ana yapısı değiştirilmiştir. Ayasofya günümüze kadar muhafaza edilmişse bunu Osmanlı tarafından bütün imparatorluğun hatta bütün İslam âleminin protokolde birinci camii olmasına borçludur. Hükümdarların çoğu, cuma namazlarını ve teravihleri bu camide kılarlardı. O dönemde inşa edilen bir sarayın buraya yakın olması gayet tabiidir. Ancak Osmanlıların Ayasofya'nın karşısına Sultanahmet Camii gibi bir zarafet abidesini diktiklerini de unutmamak gerekir. Saray, dünyanın en güzel noktasında, bizim "Sarayburnu" dediğimiz uçta yer alır. Şehrin her tarafından görülür ve bir zamanlar şehrin her tarafına hâkim bir noktadadır. Günümüzde tarihi ve kültürel mirasımızdan bihaber şekilde ve bu mirası baltalarcasına inşa edilen çok katlı çirkin yapılar, şehrin pek çok yerinden sarayın görülmesine mani olduğu gibi Topkapı Sarayı'ndan görülen manzarayı da gölgelemektedir. Mimar Sinan'ın Süleymaniye'yi inşa ettiği yer bir cami inşaatı için elverişsiz iken Mimar Sinan, Haliç'ten bakılınca muhteşem bir silüet meydana getirmek maksadıyla temelleri uzun bir süre bekletmiş ve Süleymaniye'yi şimdiki yerine yapmıştır. Günümüzde bu hassasiyet yok denecek seviyededir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder